1 Ekim 2019 Salı

KARESİ VİLAYETİNE MAHSUS SALNAME




Hicri 1305 Miladi 1887 tarihli Karesi Vilayetine Mahsus Salname'nin Abdullah Yılmazca günümüz diline kazandırılmış bölümlerindendir.

Salname; Vilayet Salnameleri Mukaddime bölümünde bahsedildiği gibi ait oldukları vilayetlerin mülkiye, askeriye, ilmiye ve adliye kuruluşlarının resmi coğrafya, iklim, nüfus, ziraat, maden ve yıllık takvim benzeri bilimsel, gayrı resmi bilgileri içeren bir faydalı eserlerdir.

VİLAYET HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1.       BÖLÜM

Karesi Vilayeti kuzeyden Marmara, batıdan Çanakkale Boğazı ve Adalar Denizi ile sınırlı ve doğudan Hüdavendigar, güneyden Aydın Vilayetleriyle sınırları birdir.
Vilayet dairesinin eski adı Mysia olup Olimpos (Keşiş) Dağından Karadeniz sahiline ve Bergama yöresine kadar uzamış olarak bütün Marmara Denizi sahillerini ve Lidya (Bugün aydın ve Saruhan çevresi)ne kadar Çanakkale Boğazı dışını kaplıyordu. Mysia’nın eskiden beri bölünmüş olduğu çeşitli sınır içlerinden “Truvada” Antik Çağda gayet meşhur olup Mysia’nın sahil yerlerini içine alarak başkenti İlium (Truva) şehriydi. Truva’nın yeri Yunanlı şair Homeros’un İlyada adlı kasidesindeki tarifleri esas alarak (1873) tarihinde Almanyalı Doktor (Hanri Şalmın)ın yerine getirdiği araştırmalarda Çanakkale Boğazı dışında olan ve şimdi “Pınarbaşı” denilen yer olduğu şüphe kalmayacak surette anlaşılmıştır. Arkasından Medlilerin, Yunanlıların ve Romalıların eline geçti. Bazen de bağımsız idare edildi ve sonraları Doğu Roma İmparatorluğunun yönetimine girdi. İşbu yöre, her yönüyle dünyaya ezici silahıyla titretmekte olan Osmanlı Devletini kurmak kaderini karşılamak üzere yüce dedelerimiz padişah ve halkıyla beraber Anadolu’ya hicret ettiği esnada, Selçukluların idaresi altında bulunuyordu.
(699) Hicri yılında Selçuklu Devleti son bulunca bu yöre dahi Selçuklu Emirlerinden Kara İsa’nın elinde kalmıştı. İşte Karesi sözü bu addan meydana gelmiştir. Fakat çok az zaman sonra buraları diğer komşu yerler gibi Osmanlıya geçti.
Vilayet, toprakların doğal durumu bakımından kısmen Marmara ve kısmen Adalar Denizi eğiminde olmuştur. Yani suları adı geçen yere doğru akmaktadır.
İklimi, karasal ve denizsel olarak bir yönden Hüdavendigar ve diğer yönden Adalar Denizi iklimindedir.  Daha çok yerlerinin kış mevsimleri İstanbul ikliminin kış mevsiminden yumuşak ise de yaz mevsimleri çok sıcaktır. Balıkesir Ovasının kış ve yaz mevsimleri Trabzon ikliminin kış ve yaz mevsimleri gibi olup ortalama sıcaklık 14 ile 17 derece arasında değişir. Balat yöresinde kışın çok kar yağar. Yazları ayvalık ve Edremit sahilleri Afrika kıtasından gelen sıcak ve yakıcı rüzgarların etkisi altında bulunup .ok sıcaktır. Yalnız kuzey batı tarafından esen İmbat (Nim-i batıdan bozulmuştur) rüzgarları havayı serinletir. Hatta ayvalık yöresine kar yağdığı ender olup kışları kuru soğuklar ile geçer. Vilayetin jeolojik oluşumuna gelince; Kapıdağı yarım adasının kuzey sahilleri, Kale-i Sultaniyeden akmakta olan Sarıçay ile Karanlıkdere sularının havzalarıyla Menderes, Tuzla, Koççayı havzalarının büyük kısmı ve Truva (Pınarbaşı yöresi) arazisi Balıkesir kasabasının batı tarafında Karadere ve Kazdağı sularının yüksek kısımlarında bulunur.  Karabel, Balya, Pazarköy, Müstecab, İvrindi, Kocagümüş Maden, Avşar kasabaları çevresi, Balıkesir Ovasının kuzey ve kuzey doğu kıyısındaki yüksek yerler, Bigadiç Ovasının doğu tarafı hep volkanik arazidir. Dağlar çoğunlukla graniti olup ilk ve asıl topraklardandır.  Kömür arazisi yok gibidir.  Tebeşir toprağı oluşumuna nadiren rastlanır. Yalnız Balya bölgesinde Orhanlar kasabasında zengince bir tebeşir madeni bulunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder